önol üroloji

Cinsel isteksizlik, bireyin cinsel ilişkiye yönelik arzu ve motivasyonunda azalma yaşaması olarak tanımlanan yaygın bir sorundur. Hem kadınlarda hem de erkeklerde görülebilen bu durum, hormonal değişiklikler, stres, ilişki sorunları, depresyon ve bazı sağlık sorunları gibi çeşitli etkenlerden kaynaklanabilir. Cinsel isteksizlik, yalnızca kişinin özel yaşamını değil, aynı zamanda genel yaşam kalitesini de olumsuz etkileyebilir. Bu makalede, cinsel isteksizliğin başlıca nedenleri, belirtileri ve tedavi yaklaşımları hakkında ayrıntılı bilgiler sunacağız. Cinsel isteksizlik ve sertleşme sorununun ayrı konular olduğu unutulmamalıdır. Sertleşme sorunu hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.

Cinsel Arzu (Libido) Nedir?

Erkek cinselliği; karşı cinse arzu duyma ve penisin sertleşme potansiyeli olarak iki şekilde incelenir. Cinsel isteksizlik, karşı cins ile beraber olma arzusunun azalması ya da yok olması şeklinde tanımlanır. Cinsel arzu (Libido) bir çok faktöre bağlıdır. Öncelikle cinsel arzu genetik olarak kişiden kişiye farklılık gösterir. Ancak bununla birlikte kişinin partneriyle uyumu veya uyumsuzluğu erkeğin cinsel arzu (libido) seviyesiyle yakından ilişkilidir. Partnerlerin cinsel iletişimin iyileştirilmesi ve cinsel fanteziler libidoyu arttırır. Cinsel arzu; stres, partnerler arası uyumsuzluk, dinsel baskılar gibi sebeplerle zaman zaman değişkenlik gösterir.

Kadınlarda cinsel isteksizlik, erkeklere oranla iki kat daha fazladır. Ancak erkekler cinsel isteksizlikten daha fazla etkilenir. Kadınlarda da erkeklerde de libidoyu erkeklik hormonu oluşturur.

Libido; biyolojik, psikolojik ve sosyolojik faktörlerin bir bütünüdür. Beyinde ise libido merkezi, hipotaramik bölgenin ön ve iç tarafında bulunur. Beynin diğer bölgeleri ile yakın bağlantı halindedir. Bu bölge erkeklerde kadınlara göre iki katı büyüktür. Yaş ile birlikte azalmalar görülebilir.

Genital uyarılar sayesinde her iki cinsin genital bölgesinde, kan akışının arttığı belirlenmiştir. Çevresel erotik faktörler ve cinsel fanteziler bu kan akışını daha da arttırır. Ergenlikten itibaren arttığı gibi bu olay, cinselliği yaşamayanlarda ise ciddi bir rahatsızlık meydana getirir. Düzenli bir cinsellik ise kişinin günlük hayatını olumlu etkiler.

Cinsel isteksizliğin psikolojik yönü

Cinsel arzu kişiye göre değişir. Orta ve ileri yaşlarda bu cinsel dürtünün sıklığı ve konsantrasyonu giderek azalır. Erkekte cinselliğin başlatılması daha klişeleşmiş olsa da kadındaki cinsellik kadına özel karakterdedir. Erkek cinselliği bir elektrik düğmesinin açma kapama prensibine benzer. Kadın cinselliği ise pek çok şalteri bulunan bir elektrik panosuna benzer. Yani kadının cinselliğini hangi şalterin başlatacağı bilimsel olarak da bir muammadır. Kadın cinselliğinin mekanizması son 10 yıldaki araştırmalar sayesinde nispeten anlaşılsa da erkek cinselliğine göre hala gizemini korumaktadır.

Cinsellikte partnerin negatif davranışları kişinin cinselliğini etkileyebilir. Bu yüzden erkekte cinsel arzu ve sertleşme sorunları ortaya çıkar. Erkeğin cinsel arzu sorunlarının diğer nedeni de eşinin menapoz döneminde vajinal kuruluğunun azalmış ya da tamamen kaybolmuş olmasıdır.

Cinsellikte, kişinin yaşamını etkileyen çevresel faktörler de önemlidir. Çünkü çevresel faktörler kişinin cinselliğe bakışını şekillendirir. Tarihçiler, sosyologlar, filozoflar ve din adamları cinsellik konusunda farklı yorumlarda bulunmaktadır. Din, çevresel bir faktör olarak cinselliği önemli ölçüde etkiler. Bazı Hristiyan mezhepleri vücudun cinsel arzularına karşı kişiyi frenlemekte ve cinselliği düşünmenin bir şeytan işi olduğunu belirterek, genital organları uyarmanın bir hastalık olduğunu ve cehennemde ateşle cezalandırılacağı bir duygu olarak belirtir. Cinselliği sadece üreme aracı olarak görür. Özetle çevresel faktörler kişi cinselliğini etkileyen önemli bir faktördür.

Cinsel İsteksizliğin Sebepleri

  • Yüksek tansiyon ilaçları, kanser nedeniyle uygulanan kemoterapi, radyoterapi ve hormon ilaçları, kortizon ilaçları, bazı mantar ve mide koruyucu ilaçlar, adale kitlesini arttırmak için kullanılan anebolik steroitler ve bazı antidepresan ilaçlar cinsel isteksizliğe neden olduğu gibi depresyon da cinsel beraberlik arzusunu kötü etkiler.
  • Beyindeki hipofiz bezinden salgılanan prolaktin hormonunun salgı bozuklukları cinsel isteksizliğe sebep olabilir.
  • Tiroit ve beyinde hipofiz bezi hastalıkları, önemli cinsel isteksizliğe neden olan organik bozukluklardır. Hekim, kolayca tanı koyarak tedavi edebilir.
  • Uzun süreli kullanılan antidepresan ilaçları da cinsel arzu bozukluklarına yol açar.
  • Tip2 diyabet, obezite ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalıklar libidoyu düşürerek cinsel isteksizliğe yol açar.
  • Boşanma, yakınların ölümü, maddi sorunlar, yoğun çalışma ve diğer olumsuz faktörler de cinsel isteksizliğe neden olabilir.
  • Uykusuzluk, önemli bir cinsel arzu isteksizliğini meydana getirir. Stres esnasında, kan damarları daralarak penise yeterli kan akışını önler ve sertleşme kusuruna da yol açar.
  • Hareketsizlik ya da fazla egzersiz yapmak da cinsel arzuda önemli rol oynar. Bunun aksine düzenli egzersiz, obeziteyi, yüksek tansiyonu, tip2 diyabeti kontrol altına alarak libidonun da düzelmesine yol açar. Düzenli egzersiz aynı zamanda stresi de azalttığı için libidoyu da arttırır.
  • Günlük alkol alımı ve sigara cinsel arzuyu önemli ölçüde bozduğu gibi sperm oluşumunu ve hareketlerini kötü yolda etkilediği gözlenmiştir.
  • Erkekte sertleşme kusuru, direk yolla cinsel isteksizliğe yol açmaktadır. Genç bir erkekte yeterli sertleşme oluşmaması %7 iken, bu 40 yaşlarında %12, 50-60 yaşlarda %18, 60’dan sonra ise %25-30 arasındadır. Günümüzde erkek cinselliğinin mekanizması %97 oranında tamamen belirlendiği için sertleşme sorununu tamamen düzeltebilen mucizevi ilaçlar da bulunmuştur.
  • Karşı cinsle beraber olmada başarısızlık endişesi yaşayan erkekte, performans anksiyetesine yol açabilir. Bu da erken boşalma ve cinsel isteksizliğe neden olur.

Cinsel İsteksizliğin Tedavisi

Cinsel isteksilzliğin tedavisi için ilk önce yapılması gereken herhangi bir tıbbi sorunun olup olmadığının tespit etmektir. İyi bir sorgulama, fizik muayene, kan ve idrar tahlilleri ile kesin tanı konulabilir. Cinsel isteksizliğin sebebinin doğru bir şekilde belirlenmesi tedavide büyük rol oynar. Çünkü sebebine yönelik tedavi ancak sonuç vermektedir.

Bazı durumlarda hastalar cinselliği etkileyen antidepresan gibi ilaçlar kullanır. Bu durumda hastanın kullandığı ilaçlar tekrar düzenlenir. Ve cinsel isteksizliğin önüne geçilir.

Hasta psikolojik etkene bağlı olarak cinsel isteksizlik yaşıyorsa psikolojik sebebi iyi bir sorgulanmayla belirlenir. Bu durumlarda mutlaka cinsel isteksizlik yaşayan kişi partneriyle birlikte değerlendirmelidir. Partnerleri hem ayrı ayrı hem de birlikte değerlendirmek sebebin belirlenmesi açısından önem arz eder. Çünkü partnerler arası cinsel yaklaşım veya uyumsuzluk cinsel isteksizliğe yol açabilir. Cinsellik hakkında bilgisizlik, tabular veya yaklaşım tarzları cinsel isteksizliği yaratan önemli faktörlerdendir. Bu durumlarda sex terapisi ile partnerlerin cinsel iletişimi güçlendirilir.

Kadının dini veya çevresel faktörlerle edindiği cinsel yaklaşımlar erkek cinselliğini etkiler. Bu gibi durumlarda partnerler arası cinsel tavır ve davranışlar değiştirilerek erkek libidosunun artması sağlanır. Erkeğin libidosunun artması cinsel isteksizliği tedavi eder.

Erkekte sertleşme sorunu ve erken boşalma cinsel isteksizlik yaratabilir. Bu sorunlar neticesinde meydana gelen başarısızlık duygusu cinsel isteksizliği yükseltir. Günümüzde erkek sertleşme sorunun ve erken boşalmasının tedavisi mümkündür. Erkekler tedavi edilerek cinsel isteksizlik ortadan kaldırılır. İnternet sitemizdeki menü kısmından erken boşalma ve sertleşme sorununu bölümünden detaylı bilgi edinebilirsiniz.

Kanda erkeklik hormonu seviyesi 35’li yaşlardan sonra düşebilir. 60 yaş üzerindeki erkeklerin 5’te birinde erkeklik hormonu seviyesi düşüktür. Bunların çoğu obez, dengesiz beslenen, alkol alan, diyabetik, hipertansiyon olan erkeklerdir.

Erkeklik hormonu verilmesi erkeklerde cinsel isteksizliğin tedavisinde kullanılabilir. Ancak erkeklik hormonu kanda belirli bir seviyenin altına düştüğü zaman verilmelidir. Konunun uzmanı tarafından hormon tedavi planlamasının yapılması ve takip edilmesi gerekmektedir. Aksi durumda erkeklik hormonunun verilmesi, cinsel arzunun tamamen kaybolmasına da neden olabilir. Maalesef ki günümüzde hastaların bilinçsiz şekilde hormon almasıyla istenmeyen durumlar oluşabilmektedir. Dışarıdan erkeklik hormonu verilmesini gerektiren durumlarda aylık veya üç aylık dozda enjeksiyon etkinlik yönünden daha avantajlıdır. Cilde yapıştırılan erkeklik hormonu ilaçlarının ise yan etkileri fazladır. Normal yolla erkeklik hormonu üretimini arttıran bazı ilaçlar ve hayat tarzı değişiklikleri de cinsel isteksizliğin tedavisinde çok etkilidir.